- Haberler içinde
- Yorum bırakın
Dr. Hüseyin Selçuk, Beldemizin Aile Hekimi Olarak Her Cuma Beldemizde…
Dr. Hüseyin Selçuk, her cuma beldemizin aile hekimi olarak, beldemize vizite ve hasta ziyaretine gelir. Isınma konusu daha kolay diye, vizite işlemlerini Hüseyin bey belediyemizin bir günlüğüne kendilerine tahsis ettiği bir odada yapar.
Hüseyin bey, fotoğraf çektiğimi öğrenince odama geldi. Sohbetin bir aşamasında makinemi sordu, “bende şişinerek makinemi çıkardım.” Bir süre sonra Hüseyin beyin makinesinin objektifinin fiyatı benim makinemin iki buçuk ve Nikon 700 makinesinin ise benim makinemin beş katı fiyatta olduğunu öğrenip ve görünce havam bozuldu…
***
Gecenin karanlığında dahi, ateş böceği gibi parlayacakmış gibi duran kömür karası boncuk gözlerine bakanı alıp, çocuksuluğun saf, masum, hayal ve coşku dolu temiz dünyasına götüren bir hanım arkadaşımla ayaküstü denilebilecek kadar olan kısa konuşmalarımızın birinde ona:
– Bizi bir birimize çeken, sözcüklere dökemediğimiz; fakat dilimizden çok yüzümüz, gözümüz; olduğu kadar el, kol ve bütün bedenimizin fark edip söylediği bir şey var… Üstelik siyasi görüşümüz, dinimiz hatta yaşam tarzımız(kısmen) farklı; ama çiçekten, böcekten olduğu kadar din ve siyasetten de bahsettiğimizde lezzetine doyamadığımız ve tekrarını yaşamak istediğimiz bir an, ortam kendiliğinden oluşuyor. Ben konuştuğumda, söylediklerimin sende yankılandığını, boşluğa konuşmadığımı hissediyorum. Sende benim telimde konuşup, perdelerime dokunuyorsun sanki… türünden bir şeyler söylemiştim. Bu çekimi, bağı tarif etmek için sözcükler üretirken, arkadaşım:
– Aliseydi abi, “frekansımız” tutuyor, her halde, dedi. Bu tür bağları tanımlayan duyduğum en doğru söz buyduydu!”
Beldemizin aile hekimi olan Dr. Hüseyin Selçuk ile de aramızda sanki bir “frekans” tutması var gibi. O yıllarını matematik, kimya, biyoloji vb. alanlar da öğrenime vermiş. Ama fotoğraf çekme, ava çıkma, saz çalma vb. türünden, öğrenimi ile yakından alakalı olmayan hobiler edinmiş. Hüseyin bey, “teneffüslerde,” öğlen arası saz çalıp eğlenip dinleniyor, fotoğraf hakkında sohbet ediyor, filan… Sohbetinin konusu, daha doğrusu eğlendiğini, dinlendiğini, yaşadığını hissettiği ve başarı dediği konular para kazanmak için yaptığı meslekten çok, bu gibi alanlar. Bunlardan bahsettiğinde gözünde parlama, yüzünce tebessüm ve içi coşkuyla doluyor gibi…
Yukarıda zikrettiğim hanım arkadaşımız beldemize ilk geldiğinde; bir gün bize: “çadır alalım, şu dağda iki üç gün kamp yapalım, ” demişti, aynı coşkuyla… Bizde gülmüştük! Ben şunda iddialıyım: “En iyi tatil beldelerinde geçirdiğimiz ayladan çok, öylesi dağda geçilecek bir iki günlük kampın anısı ölene kadar dimağlarımızdan silinmez.”
Herkesin yaptığını yapmak mıdır; yoksa ölene kadar unutulması güç anlar yaşamak mıdır hayat? Küreselleşmenin bir negatif boyutu da budur: Zevklerin, renklerin, hayat tarzının; utkunun, mağlubiyetin, güzellin, çirkinliğin vb. tek tipleştirilmesi ve kalıba dökülmesidir. Hepimiz insanız; fakat parmak izlerimiz kadar ruhlarımız da farklı ve bizi mutlu ve bize yaşadığımızı hissettirecek faktörler arasında sınırsız nüanslar var.
Oysaki içimizde ve dışımızda bizi baskılayan, belirlemeye çalışan güç ve faktörlerin farkına varmak ve bunları insana ve kendi özelimize göre yönlendirmek değil midir özgürlük… Hatta insan olabilmek yada insanlığımıza sahip çıkmak.
Her şeyin metalaştığı, alım – satım konusu olduğu ve yaşamanın daha çok şey satın almak için daha çok çalışmak ve tüketmekten ibaret olmaya başladığı bir dünyada; içindeki çocuğu, hayali ve coşkuyu öldürmeyen özel ve özgünlüğünü korumayı ve geliştirmeye çalışan insanları görmek beni insanlık adına umutlandırıyor ve sevindiriyor.
Bu satırların yazılmasına da bu özellikteki özel, özgünlüğünü korumaya çalışan insanların dile getirilmesi vesile oldu. İnsanların çoğunun olduğu yer, belkide doyduğu yerdir; fakat doyum sağladığı yer değildir. Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses: “Uçak biletimi alıyor, kalacağım oteli hazırlıyorlar sonrada sahneye çıkıp türkü söyleyip eğleniyorum; üstüne de para veriyorlar,” demişti.
Doyduğumuz işle doyum sağladığımız işin bir olduğu bir hayat dileğiyle…
Etiketler:Beldemizin Aile Hekimi Olarak Her Cuma Beldemizde…, Dr. Hüseyin Selçuk
Son Yazılar
- Malatya Fethiye İlköğretim Okulunda 23 Nisan 2024 Bayram Kutlama Töreni
- Yazıhan Belediye Başkanı Sayın Vahap GÖÇER’in Devir Teslim Töreni- 14 Nisan 2024
- Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Çankaya Belediye başkanı seçilen Hüseyin Can Güner, Fethiyeli
- Yazıhan’ın Yeni Belediye Başkanı Sayın Av. Abdulvahap GÖÇER’in Fethiye Ziyareti
- Meclis Üyesi Hamit KARAOĞLAN Mazbatasını aldı – MALATYA – Battalgazi
- Mer. İbrahim ÇAĞLAR’ın Defin Süreci – Malatya Fethiye
- Mer. Mehmet ÖZACAR’ın Defin Süreci – Malatya Fethiye
- Başsağlığı: Tamiş GÜNEY’i Kaybettik..
- Mer. Rukiye ÖZACAR’ın Defin Süreci – Malatya Fethiye
- Mer. Hasan PEKTAŞ’ın Senei Devriyesi – Malatya Fethiye
Arşivler
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Aralık 2020
- Kasım 2020
- Ekim 2020
- Eylül 2020
- Ağustos 2020
- Temmuz 2020
- Haziran 2020
- Mayıs 2020
- Nisan 2020
- Mart 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Aralık 2017
- Kasım 2017
- Ekim 2017
- Eylül 2017
- Ağustos 2017
- Temmuz 2017
- Haziran 2017
- Mayıs 2017
- Nisan 2017
- Mart 2017
- Şubat 2017
- Ocak 2017
- Aralık 2016
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Eylül 2016
- Ağustos 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Mart 2016
- Şubat 2016
- Ocak 2016
- Aralık 2015
- Kasım 2015
- Ekim 2015
- Eylül 2015
- Ağustos 2015
- Temmuz 2015
- Haziran 2015
- Mayıs 2015
- Nisan 2015
- Mart 2015
- Şubat 2015
- Ocak 2015
- Aralık 2014
- Kasım 2014
- Ekim 2014
- Eylül 2014
- Ağustos 2014
- Temmuz 2014
- Haziran 2014
- Mayıs 2014
- Nisan 2014
- Mart 2014
- Şubat 2014
- Ocak 2014
- Aralık 2013
- Kasım 2013
- Ekim 2013
- Eylül 2013
- Ağustos 2013
- Temmuz 2013
- Haziran 2013
- Mayıs 2013
- Nisan 2013
- Mart 2013
- Şubat 2013
- Ocak 2013
- Aralık 2012
- Kasım 2012
- Ekim 2012
- Eylül 2012
- Ağustos 2012
- Temmuz 2012
- Haziran 2012
- Mayıs 2012
- Nisan 2012
- Mart 2012
- Şubat 2012
- Ocak 2012
- Aralık 2011
- Kasım 2011
- Ekim 2011
- Eylül 2011
- Ağustos 2011
- Temmuz 2011
- Haziran 2011
- Mayıs 2011
- Nisan 2011
- Mart 2011
- Şubat 2011
- Ocak 2011
- Aralık 2010
- Kasım 2010
- Ekim 2010
- Eylül 2010
- Ağustos 2010
- Temmuz 2010
- Haziran 2010
- Mayıs 2010
- Nisan 2010
- Mart 2010
- Şubat 2010
- Ocak 2010
- Şubat 2009
- Aralık 2008
- Kasım 2008
- Ekim 2008
- Eylül 2008
- Ağustos 2008
- Temmuz 2008
- Haziran 2008
- Nisan 2008
- Mart 2008
- Şubat 2008
- Ocak 2008
- Aralık 2007
- Kasım 2007
- Eylül 2007
- Mayıs 2007
- Ekim 2006
- Eylül 2006
- Ağustos 2006
- Şubat 2006
- Ocak 2006