Yusuf ile Kadir Altun’un evi… Malatya Fethiye

Büyüklerimiz bize karşıdaki yapılar için “Karabetlerin evi” derlerdi. Biz göremedik ilk sahiplerini, bizim kuşak o yapıları “Vartan ile Avades’in evi” olarak bilir.  Yeni yetişenlerse, Nazaretin Konağı ile Avades’in oğlu Kadir ile Yusuf’un evi olarak bilecek….
Bizler kendimizi henüz genç bellerken, bir de bakmışız ki ata yurdunda bizden başkası kalmamış ve ata yurdunu bizlerin yapıp ettikleri, onların anısını biz yaşatır olmuşuz. 
Eskiyi yıkış oluşumuz, ondan daha görkemlisini yapıyor olsak da içimizde bir boşluk, hüzün ve belki de intizar, bu hüznün telafisi için, yeni mekanlarımızda eski simaları görmek gibi umarsız, çaresiz bir özlem karmaşasına sürükler bizi..
Sanki yeni mekanların antika eşya ile süslenmesi misali, “o” da şurada olsa, eski yeni hep bir arada olsak ne hoş olurdu iç geçirmeleri tufanından kendimizi alamayız.
Ne acı ki giden gitmiştir, dönüş imkansız! Derin bir iç geçirerek yaşayana göstermeliyiz “o” özlediklerimize, keşke olsalardı, keşke hayatı başa sarıp yeniden başlasaydık diye göstermeyi arzuladığımız ihtimamı! Hayat devam ediyor, her şeye rağmen…

Etiketler:

Yorum bırakın