Archive | 05 Mart 2013

İnanın, barışı isteyenler daha çoktur.

İnanın, barışı isteyenler daha çoktur.

Sevgili okuyucular,

Barış ve refah ortamını isteyenler, karşıtlarından daha çoktur! Ülkemiz insanları, Anadolu, Kürt
coğrafyası, bu topraklar üzerinde yaşayan herkes barışa susamışlardır. Barış ülkemizde yaşayan tüm
insanların ortak tutkusudur.

30 yılı aşkın süredir, ülkemiz topraklarında, Anadolu da, Kürt coğrafyasında kirli savaş olağanüstü
boyutlarda devam etmekteydi. Resmi rakamlara, Türkiye Cumhuriyetinin açıklamalarına göre, ’50
bine yakın’ insan yaşamını kaybetmiştir. Bir O kadar insan yaralanmış ve travmalarla yaşamlarını
devam ettirmektedirler. Ülke ekonomisi muazzam bir yıkımla karşı karşıya kalmıştır.

Bu anlamsız savaşın kurbanları genellikle yoksul halkın çocukları olmuşlardır. Savaş baronları sadece
kärlarına kär katmakla meşgul oldular. Yerkürenin her köşesinde genellikle savaşın mağdurları, yoksul
halk ve emekçiler olmaktadırlar.

Ülkemizde, Anadolu da, Kürt coğrafyasında savaşın son bulması, bir nebzede olsa, savaş ortamından
uzakta, silahların susması için bir adım atılmıştır. Barış süreci başlamış, barış olmasına ilişkin umutlar
yeşermiştir.

Kürtlerin sorunları ve sorunları doğrultusundaki talepler belki de yeterince karşılanmaya bilir. Ama
barış rüzgârlarının esmesi, barışın bir nebzede olsa sağlanması, Kürtlerin sorunlarına ilişkin çözüm
kapılarının açılması demektir.

Kürtlerin sorunlarının çözüme yönelik adımların atılması, aynı zamanda ülke genelinde demokratik
adımların atılması anlamına gelmektedir.

Ülkemizde demokratik adımların atılması, Kürtlerin özgürleşmesi, Türklerin, Ermenilerin, Lazların,
Yahudilerin, Rumların vb. özgürleşmesi demektir. Türk ve İslam olmayan etnik kimliklerin, inançların
özgürleşmesi ve kendilerinin daha iyi ifade etmeleri demektir. Alevilerin, farklı inanç gruplarının
taleplerinin bir nebzede olsa yerine gelmesi demektir.

Kürtlerin özgürleşmesi, emek cephesinin, sendikaların özgürleşmesi, kamu çalışanlarının emeklerinin
karşılığını alması demektir. Köylülerin, esnafın daha rahat ortamda yaşaması demektir.

Kürtlerin özgürleşmesi, savaş ortamından nemalanan sermaye çevrelerinin çıkarlarına çomak sokmak
demektir.

Bu betimlemeleri çoğaltabiliriz. Savaş ve savaş karşıtları arasında, makasın, barışı savunanların
lehine, savaşı savunanların aleyhine açıldığını bilememiz gerekmektedir.

Bu nedenlerle derim ki, barış isteyenler, inadına savaş isteyenlerden daha çokturlar. Bugün sesleri
arzuladığımız gibi çıkmazsa da, barış rüzgârları barışı isteyenlerden yana esmektedir.

Unutmayalım ki, ‘’doğudan esen sıcak rüzgâr, batıdan esen soğuk rüzgârı’’ alt edecektir. Bugün savaş

taraftarı olanların, tüm provokasyon ve sabote girişimlerine rağmen, barış isteyenler kazanacaktır.

İnadına barış arzularımızı yüksek sesle haykıralım! Sokakları, meydanları, salonları savaş ‘naraları

atanların’ insafına bırakmayalım!

Makalenin Yazarı: Aliekber Pektaş

Makalenin Yazarı: Aliekber Pektaş

Barış, inadına barış, özgür ve demokratik bir Türkiye soğanlarımızı dilden dile dolaştıralım!

 

Aliekber Pektaş04.03.13