Erkekliğin yarısı, onda dokuzu da kaçmaktır…

Hasan Badrıklı Erim

Bir varmış bir yokmuş… Develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, uçsuz bucaksız Kafdağı’nın eteğindeki şirin bir köy(Hasan Badrık)da temiz kalpli, mangal yürekli Nihat Erim namında bir adam yaşarmış. Büyük büyük makamlara gelememiş, büyük büyük servetlere sahip olamamış; fakat kalbi “dağ pınarlarından akan su gibi” temiz bir eşi ve çocukları varmış. Kendisi hoş sohbet ve esprileri ile tanıklar üzerinde tebessümle hatırlanacak izler bırakırmış. Bonkörlüğü, savurganlığına vardıracak kadar eli açık, eğlenceyi, badeyle süsleyen şen şakrak bir insan olarak bilinirmiş.

Bebekliğinde geçirdiği çocuk felci dolayısıyla, boyu ve diğer bacağından oldukça ince olan sol bacağı diğerinden kısaymış. Sol bacağında destek için metal protez takılmış ve yüksekliğini dengelemek için diğerinden yüksek topuklu ayakkabı giyermiş. Buna rağmen duruşu ve yürüyüşü itibarıyla sola eğimli bir omuz  ve yürüyüşü göze çarparmış. Yukarı çıkış ve aşağı inişlerde sürekli eli otomatik olarak sol, protezli bacağına doğru destek olmak için gidermiş. Bu sebepten dolayı bir eli sürekli sol bacağı yada beline yakın dururmuş, hep…

Bir gün, felekten bir gece çalmak istemişler ve on kadar arkadaşı ile sazlı sözlü, badeli bir eğlence mekanına gitmişler… Erim anlattıkça arkadaşları kahkahalara boğuluyor, ikinci büyükte yuvarlandıktan sonra ise iradeler iyice zayıflıyor ve maraza bar bar bağırarak davetiye çıkarıyorlarmış.

İyice kontrolünü kaybetmeye başlayınca bizim gurup, ilerideki masalardan bir azman kaşı gözü çatık olarak masaya gelir ve “Ben kimim biliyor musunuz, bana Pütürgeli deli Bekir derler, kesin su zırıltıyı, edebinizle oturun kalkın. Bir daha bağırırsanız gelir dilinizi keser, alimallah doğrarım sizi,” der ve dalaşmaya ramak kalmışken adamçeker gider masasına oturur.

Bizimkiler bir sessizlikten sonra kendine gelir. “Kuzuya rakı içirmişler, aslan nerede?” demiş misali bir metre boyundaki Erim aslan kesilmiş!..

Yanındakilere masanın üzerinin  işaret ederek “kaldırın beni” demiş. İki kişi kolundan tutuğu gibi masanı üzerine çıkarmışlar Erimi. Erim her zaman olduğu gibi, masanın üzerinde ki duruşuyla, doğal olarak  sola eğimli ve sol eli bacağına destek için  beline yakın halde, hani düelloda ki kovboyların elini belinden sarkan kılıftaki silahın kabzasına yakın tutması gibi bir pozisyon oluşmuş. Neon ışıklarının da arkadan vuruşu ile heybetli bir görüntü oluşmuş ve az sonra  patlayacak silah, çığıran kadın sesleri ve bir  kargaşaya ramak kalmış bir hava oluşmuş “Hasan “Badrikli Nihat Erimin” gürlemesiyle. Erim masanın üzerinde, sol eli belindeki silahın kabzasına yakın bir kovboy gibi, sağ elinin işaret parmağı ile “Pütürgeli Deli Bekir’in” olduğu masaya doğru işaret ederken kaşını çatar ve bir aslan gibi gürleyerek: “Siz beni tanıyor musunuz, bana “Hasan Badrıklı Nihat Erim” derler, ben adamın avradını s(……)” dedikten sonra bizimkilere, emrivaki bir ses tonuyla aşağıyı göstererek “indirin aşağı” der. İki kişi kolundan tuttuğu gibi kuş gibi “Hasan Badrıklı Nihat Erim’i” indirirler.

Hasan Badrıklı Nihat Erimin’in ayağı yere değer değmez, oradakilerin kendine gelip karşı bir hamle yapmalarına fırsat vermeden masasındakilere: “çabuk toplanın, gidiyoruz”der öne düşer, tazı gibi seğirtir…

Bunun üzerine arkadaşları övgülere boğmuşlar Hasan Badrıklı Nihat Erim’i… Biz de boy bos ola ki nedek, bir karış boyun, fakat mangal kadar yüreğin var… Erkek adammışsın vesselam! Bu yaşımıza kadar böyle bir yiğit görmedik falan… gibi ardı arkası gelmeyen iltifatlara boğmuşlar.

Sonradan sormuşlar Hasan Badrıklı Nihat Erim’e hem postayı koydun hemde aşağı indirdikten sonra “çabuk toplanın, gidiyoruz” niye dedin? Hasan Badrıklı Nihat Erim, gerçekçi bir adam da olduğundan “Uşak erkekliğin yarısı, onda dokuzu da kaçmaktır” O kopuk, insan azmanı bana bir tane atsa yarısı boşa giderdi. O kendine gelmeden “erkekliğe bok sürmeyip, “ protesto eder gibi  yaptık ve mekanı terk ettik,” demiş…

Not: Yukarıdaki hikaye yıllar önce yaşanmış. Ben yeni duydum. Biraz kurguladım.Nihat bu günlerde  oldukça kederli. Eşi Döne yine ameliyat oldu.  “Zorumdan gülüyorum” diyor. Döne’ye geçmiş olsun der acil şifalar dileriz. Keşke elimizden bir şey gelse; fakat duadan başka bir şey yapabilecek durumda değiliz. Dualarımızla Nihat’ın yanındayız!..

Etiketler:, , ,

Yorum bırakın